Hürriyet

21 Ağustos 2012 Salı

Mr. White


http://www.dizimag.com/breaking-bad-5-sezon-6-bolum-720p-izle-dizi.html

bilmiyorum izleyeniniz var mı? varsa tebrikler, yoksa yuh artık. neyse, bölümün son repliği muhteşemdi, paylaşmak istedim:

''Everybody wins.''

Ramm.


baştaki malı görmediğinizi varsayın.

19 Ağustos 2012 Pazar

Bi Şeyler

   selam.

   yaa aklımda birkaç mevzu var ve yazsam mı, ertelesem mi bilemiyorum. yazmak istemiyorum çünkü üşeniyorum, zaten klavyenin v, c, g, r ve b tuşlarında bir gariplik var, bayağı sertler. yazmak istiyorum çünkü şu an üretkenliğim azıtmış durumda ve bundan istifade edesim var.

   neyse yaa, ben uzatmadan konuyu şuraya bağlayayım da gideyim: ford mondeo.

   (sonu biraz sert oldu sanki?)


Şeyy?

   ya benim bi şeyler yazmam lazım. böyle, şey gibi ııı, ha sikeyim ya. fonda evanence midir nedir, onun anywhere'i çalıyor, kaybedenler günü'nü tekrarlamışım gene, bir burukluk var içimde ve noktasız cümle son hızıyla devam ediyor.
 
   neyse yaa, içimi döktüm direk girişte, gelişmeye lüzum yok bu sefer ve sonuçtan elveda diyorum sizlere.

   resim geleneğini de sürdürmüş bulunalım bari:

  .

Emperyalizmden Sevgilerle.


   kafasındayım. tabi onu yaşayamıyorum, yaşayamam; orası apayrı.

Günün Zebrası


   http://www.youtube.com/watch?v=9U5qcbTYfq0

   L&M.

   Şunu da bırakayım da.

Bayram Dedikleri Şey

   Hep garip gelmiştir şu bayramlar bana, ısınamamışımdır bir türlü. Hava da sıcak değil halbuki, sevgili klimamın katkılarıyla.

   Bayram, şeker, el öpme (ıahhh en pisi de bu), ev ev dolaşma vs. bin türlü iş kendimi bildim bileli garip gelmiştir bana. Gerçi küçükken tam bir iyi aile çocuğuydum. Yüzümün ''Nur Işık Paketi'' opsiyonu bile vardı, zamanla karanlıklaştım tabi. Tenim kavruldukça, ruhum da kavrulmuş demek ki.

   Artık bir anlam ifade etmiyor böyle şeyler. Halbuki inancım kuvvetlidir.  Ama dediğim gibi; garip. Sabah kalkınca, her gün birlikte yaşadığım anne-babamın elini öpmek saçma geliyor. Gerçi öpmedim ya, neyse. Bunu okuyunca kötü bir his kapladı içinizi, hadi itiraf edin. Kaplamasın o his içinizi. O his, g-g virüsünün etkisinden dolayı böyle.

   Neyse yaa, siz ''bayram ziyareti mod on'' tadında takılmaya devam edin; ama sakın bize gelmeyin. Bayramın misafirini de sevmem, çirkin olurum, çirkef olurum; ayıp olurum. Olmasın öyle, bayram bayram kalp kırmayayım. Bak dayanamayacağım, yine oluyor aynı şey: Size iyi bayramlar. (hayııııııırrr!)

   Yine kıramadım g-g direncimi. Ama artık olan oldu, ''iyi bayramlar''ın 536746878795. tekrarını yaptım az önce. O sayıyı da okumadığın kaçmıyor gözlerden. Hadi git artık, yeter.

 

   (g-g: gelenek görenek)

 

18 Ağustos 2012 Cumartesi

Gece Mesaisi

nedense hiç sıkılmıyorum şu diziden.

Selamünaleyküm Gençler.

   Ne? Blog mu açmışım?

   Evet, bir süredir düşündüğüm blog şu an ekranında. İlk başta aforizma, sonradan otomobil ve en son da taraftar sayfası tarzında bir şey düşünmüştüm ama gecenin 4'ünde birden bire blog sahibi oluverdim. ''Yes, We Can.'' diyerek Obama'ya yakınmışım gibi duruyor olabilirim ama öyle değil, neyse. Güzel, ilham verici bir cümle bence.
 
    Şimdilik bu kadar, bir şeyler yazma isteği oluştu içimde haliyle ve ben de bunları yazdım, pencereden üçgen şeklinde vurmayan güneş ışığıyla.

   Bu arada şunu da bırakayım: